Aile düşmanı şarlatanların tuzağına düşmeyin

Son zamanlarda dünya o kadar hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde ki, ne olduğumuzu, nereye gittiğimizi sorgulamak kaçınılmaz hale geldi. Karanlık haberlerin ardı arkası kesilmiyor; felaketler, krizler, ekonomik belirsizlikler, sağlık tehditleri... Her şey birbirine karışıyor. Ama biz, ne kadar da utangaç bir şekilde, mutlu olmaya çalışıyoruz, sanki neşemiz suçmuş gibi. Böyle bir atmosferde insanın nasıl huzurlu kalabileceğini soruyoruz; psikolojimiz zaten tükenmişken, akıl sağlığımızı nasıl koruyacağız? İşte tam da bu noktada, devreye bütünsel dönüşüm uzmanları giriyor. "Hayatını değiştirebilirsin!" diyerek, insanların içindeki 'potansiyeli' açığa çıkaracaklarını söylüyorlar. Ama bir dakika duralım... Gerçekten ne yapıyorlar? İnsanları biraz daha karanlık düşüncelerle doldurup, hayatlarında 'sorun' diye adlandırabilecekleri her detayı bulup çözüm öneriyorlar. Bu hafta dinlediğim hikayeler gerçekten akıl alır gibi değil. Bütünsel dönüşümde bir randevu için 10 bin lira ödemeniz gerektiği, kabul ederseniz bir 15 bin lira daha eklenebileceği söyleniyor. Yani sorunları daha hızlı çözmek için ekstra bir ücret ödeyerek, sıkıntılarınızın daha da büyütülmesi karşılığında hizmet alıyorsunuz. Bunu gören birçok insan da çözüm beklerken daha fazla sıkıntı içinde buluyor kendini. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? diyorlar ki mesela; "Yüzün gülsün istiyorsan, yüklerinden kurtul. Anneyle bağını kes, iş yerinde risk al, ortağından ayrıl."



ANNEYLE BAĞ KESİLİR Mİ!
Hadi bakalım, bir dakika! Anneyle bağını kes demek ne demek? Kutsal bir bağın yıllar süren bir ilişkinin nasıl kesilmesi gerekir? Aile düşmanı şarlatanlar bunlar. Herkesin size "Bunu yap, şunu yap" demesiyle hayatınız mı şekillenecek? Belki de en büyük tuzak burada ortaya çıkıyor. Tüm bu dönüşüm uzmanları, sizin yerinize kararlar alıp, size kendi "mutlu" hikayelerini satıyorlar. Ama dikkatli olun; ne kadar çok kitleyi 'bütünsel dönüşüm' adı altında bir araya toplar, ne kadar çok insanı sorunlarını çözmeye çalışırken karmaşaya sürüklerseniz, o kadar fazla para kazanırsınız. Ve sonuçta ne oluyor? Birçok insan, sorunlarına çözüm bulduğunu sanarak, başka bir tüccarın oyuncağı haline geliyor. Kendi aklımızı kullanmak varken, sürekli başka insanlara başvurmak niye? Acaba bu tavsiyeleri verenlerin kendileri gerçekten doğru yolu bulmuşlar mı? Neden ruhsal dönüşüm adı altında, herkes her konuda kendinde başkasına müdahale etme yetkisini buluyor? Kimse kimsenin hayatına bu kadar kolay karışmamalı. Ama işte bu çağda, bu tuzağa düşmemek neredeyse imkansız. Kimler kimler bu tuzakların içinde bilemezsiniz. Aklımızı kullanarak, gerçekten bize neyin fayda sağlayacağını düşünüp, sağlıklı bir farkındalıkla hayatımıza yön vermeliyiz.
Bugün birçok kişi, her geçen gün artan stres ve baskı ile baş edebilmek adına, dışarıdan bir şeyler arıyor. Ama aradığımız şey, aslında basitçe bu atmosferin değiştirilmesi ve o kötü enerjinin dışarı atılmasıdır. Peki bunu nasıl yapacağız? Kendimize yatırım yaparak. Kitaplar okuyarak, yeni yerler keşfederek, farklı filmler izleyerek, belki tiyatroya giderek, ruhumuzu besleyerek. Bugün bir çok insan, gereksiz 'bütünsel dönüşüm' seanslarına para vermektense, aslında kendi iç yolculuğunda daha çok adım atabilir. Ve belki de en önemlisi, kendi aklımıza güvenerek, bu çağda en doğru yolu bulabileceğimizin farkına varabiliriz. Anneyle bağı kesmeyin, annelerimiz kutsaldır, işinize de kimseyi karıştırtmayın. Şu dolandırıcılara para vermeyin artık. Hayatınızı sorgulamak ve gerçek dönüşüm için tek ihtiyacınız olan şey, önce kendi zihninizdir. Bu da bedava ve sizin elinizde. Söylemesi kolay diyorsunuz okurken eminim ama hepimiz aynı zorlu yollardan geçiyoruz ve amacımız da zaten bu mücadelelerden hasarsız çıkabilmek. Bütünsel dönüşümcülere ayda 200 bin TL verenler var, bu parayla eminim birçok ülke görülebilir, bence ruha daha iyi gelir.



DİJİTAL TÜKENMİŞLİK SENDROMU MU?
Tükenmişlik sendromunu biliyoruz, şimdi de dijital versiyonu gündemde! 2025 yılında neredeyse herkesi etkileyen bu sendrom, sürekli ekran maruziyeti, yapay zeka ile aşırı etkileşim ve bilgi bombardımanı nedeniyle ortaya çıkan kronik yorgunluk hali. Belirtileri arasında kısa dikkat süresi, sürekli bildirim takibi yapma ihtiyacı, gerçek dünyada sosyal etkileşimlerden kaçınma ve sürekli güncellenen trendleri kaçırma korkusu (FOMO 2.0) yer alıyor. Sendromumuz hayırlı olsun, gerçekten çok yorgunuz.



Haber Kaynak : SABAH.COM.TR

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."